
Makbule ÇETİN – Tıbbi Teknolog / Sağlık Eğitimcisi
Dünden Bu Güne ‘’Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüleri”
Tıbbın ilerlemesi ile birlikte sağlık alanında yeni meslekler, farklı alanlar gelişmeye başlamıştır. Mesleğin büyümesi beraberinde mesleki eğitim sorumluluğunu arttırmış bu alanda farklı çözüm yolları aranmaya başlanmıştır. Bu çözüm yollarından en önemlisi de elbette Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüleridir. Hâlihazırda eğitim hayatında yer almasa da uzun yıllar hizmet vermiş ve çok önemli değerler yetiştirmiş bir kurum olan Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüne gelin biraz daha derinden bakalım.
Öncelikle isim atamız Gevher Nesibe Sultan; Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı. I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in kız kardeşidir. Sultan kızı vakarından ziyade naif, duygulu ve hassas bir yapısı vardır. Şifahanede gönüllü olarak yardım için bulunduğu zamanlarda askerlerin durumuna çok üzülür, daha fazla hekim ve şifacının olmamasından dem vurur. Sağlığında bu alanda hizmet vermek için gayret etse de asıl büyük hizmet ölümünden sonra gerçekleşir. Yakalandığı hastalığa hassas kalbi ve zarif bedeni dayanamaz ve hayatını kaybeder. Ağabeyine hasta yatağında ettiği vasiyet o günlerden bu günlere ışık olmuş, şükür olmuştur:
“Ben çaresiz bir derde düştüm. Kurtulmam olanaksız. Hiçbir hekim derdime çare bulamadı. Eğer dilersen, benim malvarlığımla benim adıma bir şifahane (hastane) yaptır. Bu şifahanede bir yandan dertlilere şifa verilirken, bir yandan da çaresi olmayan dertlere çare aransın. Bu şifahane ünlü hekim ve cerrahlar yetiştirsin. Burada kimseden bir kuruş para alınmasın. Burası benim adıma bir vakıf olsun.”
Gıyaseddin Keyhüsrev onun son dileğini yerine getirir ve Şifahane iki yılda tamamlanarak 1206’da hizmete açılır. 12. yüzyılda yaşayan Gevher Nesibe’nin tarihi ve ilmi değeri çok yüksek olan bir eserin yapımını vasiyet etmesi ileri görüşlülüğün çok önemli bir örneğidir. Bu medrese, yapıldığı tarihten günümüze kadar Gevher Nesibe Şifahiyesi, Kayseri Darüşşifası, Şifahatun Medresesi, Kayseri Maristanı, Darüşşifa Medresesi, Çifte Medrese, Çifteler, Gıyasiye, Kayseri Tıbbiyesi gibi türlü adlarla anılmıştır. Şifahanenin doğusuna, daha sonra Gevher Nesibe Sultan’ın ikinci kardeşi İzzettin Keykavus tarafından 1210-1214 yılları arasında tıphane (Tıp medresesi) yapılmıştır. Son zamanların moda değimi ile alın size ‘’Sürdürülebilirlik’’.
Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü 31.03.1965 tarihinde 555 sayılı yasa ile kurulmuş 3 yıllık yükseköğrenim veren bir eğitim kurumudur. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Merkez Teşkilatına bağlı olarak kurulan Sağlık Eğitim Enstitüleri Kuruluş Kanununun 3. Maddesi aynen şöyle der;
‘’Bu enstitü mezunları branşlarıyla ilgili olmak üzere sağlık personeli yetiştiren orta dereceli okullarda, öğretmenlik yaparlar. Halk sağlığı, koruyucu ve tedavi edici hekimlik teşkilatında kendi mesleki hizmetlerine ait görevlere, tahsil seviyeleri göz önüne alınarak, öncelikle atanırlar.’’
Okula mesleğinde en az 3 yıl başarı ile çalışmış kişiler arasından sınavla öğrenci alınmaktaydı. Hizmet verecek personeli yetiştirecek olan kişilerin yine sahada hizmet verenler arasından seçilmesi son derece önemlidir. Sahayı bilen, hizmetin zorluğundan ve öneminden haberdar olan, aynı yollardan geçmiş, aynı terleri dökmüş, aynı havayı solumuş olanların vereceği eğitimin etkinliği tartışmasız daha derin ve anlamlı olacaktı. Öyle de oldu… Bizler empati derecesi son derece yüksek öğretmenler olarak mezun olduk. Ama yasada da dendiği gibi, sadece öğretmen değil sağlık hizmeti alanında da önemli hizmetler verdik ve vermekteyiz.
Açıldığı yıllarda Enstitü düzeyindeki okullar 2 yıl eğitim verirken Sağlık Eğitim Enstitüleri 3 yıl eğitim vermek üzere planlandı. Bu 3 yıllık eğitim sırasında branşlara yönelik alan-dal eğitiminin yanı sıra; eğitim formasyonu da verildi. Ders kredileri bakımından karşılaştırıldığında lisans düzeyinde eğitim veren okullarla aynı seviyede olduğu aşikardır.
Okulun faaliyetleri dönem dönem sekteye uğrasa da gelişmeye ve büyümeye devam etmiştir. Açık kaldığı yıllar boyunca Mesleki eğitim alanındaki ihtiyaca göre branşlar şekillenerek Toplum Sağlığı, Medikal Bakım, Ana Çocuk Sağlığı, Çevre Sağlığı, Laboratuvar, Tıbbi İstatistik ve Bilgisayar, Radyoloji, İlk Yardım ve Acil Bakım, Anestezi alanlarında Enstitü bölümleri açılmıştır. Özellikle sağlık alanında mesleki eğitim veren okulların çoğalması ve branşların farklılaşması ile yine sahada çalışmış olan kişilerden seçilenlerin, kendi ana dallarında eğitim alarak lise düzeyinde mesleki eğitim vermesi, sağlık gibi önemli bir alan açısından son derece özel ve önemlidir. Alan-dal bilgisi bakımından son derece donanımlı, özgüveni yüksek, her koşulda hizmet verebilecek, çekirdekten yetişmiş meslek liseli öğrencilerin saha hizmetindeki başarısı yükseköğrenim mezunları ile mukayese bile edilemeyecek düzeyde yüksekti.
Sağlık Eğitim Enstitülerinin lisans düzeyine çıkarılması beklenirken, farklı illerde açılan Enstitülerin zamanla fakülte adıyla kalıcı olmasını umulurken 2002 yılından itibaren öğrenci alımları yapılmadı ve mevcut öğrenciler de 2005 yılında mezun edilerek okul fiilen kapatıldı. Uzun yıllar hekim dışı sağlık personellerinin eğitilmesinde ve yetiştirilmesinde en önemli eğitimci kaynağı olan bu okullar “Bakanlığımızın sağlık meslek liselerine öğretmen yetiştirme görevi ve ihtiyacı kalmadı” denilerek 1 Şubat 2006’da da resmen kapatılarak eğitim alanında tarihi izler bırakarak ayrılmıştır.
Eğitim alanında yapılan çeşitli iyileştirmeler, 2023 vizyonunda yer alan eğitim atılımı sayesinde ve tabi ki Derneğimizin çok değerli ve istikrarlı çalışmaları sonucunda Yükseköğretim Kurulu işbirliği ile 2008-2009 yıllarında lisans tamamlama olanağı verilerek meslektaşlarımızın tamamına yakını 3+1 olan tamamlama eğitimini de yaparak lisans mezunu olmuşlardır.
Eğitim, sürekli değişen dinamik aktif bir sistemdir. Durağan olmayan bu sistem elbette ihtiyaca göre değişir, dönüşür ve şekillenir. Bir zamanlar gerek alan-dal eğitimi ile gerek kültürel konumu, gerek milli şuuru ve duruşu ile çok önemli bir ihtiyacı layıkıyla karşılayıp yerine getirmiş olan Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüleri tüm sağlık çalışanlarının zihninde hoş izler bırakarak yerini yeni oluşumlara yeni sistemlere bırakmıştır. Emekli olsa da eğitimden elini ve yüreğini çekemeyen birçok meslektaşımız özel sektörde hizmet vermeye ve faydalı olmaya devam etmekte, kültürel sanatsal faaliyetler yapmakta, STK lar ile çalışarak faydalı olmaya çalışmaktadır. Günümüz moda tabiri ile ‘’Fenomen’’ olamasak da perdenin arkasındaki büyük güçlerden olduğumuzun bilincindeyiz.
Ezcümle; Ziya Paşa’dan;
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.”
Sağlıkla Kalın…