Mesleki Sorumluluk Sigortası Hekim Dışı Sağlık Çalışanlarına Da Zorunlu Hale Getirilmelidir.Ceza ve tazminat davalarında son yıllarda ciddi artış yaşanan önemli ve çok boyutlu bir kavram olan malpraktis davaları sağlık çalışanlarını fazlasıyla tedirgin etmektedir. Mesleki hata anlamına gelen “Malpraktis” her meslek için geçerli olan bir kavramdır. Ancak sağlık personelinin mesleklerini sağlıklı yaşama hakkına ve dokunulmazlığına sahip insanlar üzerinde ifa etmeleri sebebiyle sağlık personelinin sorumluluğunun geniş olduğu ve mesleklerini ifa ederken diğer mesleklerden daha fazla dikkat ve özen ile yerine getirmeleri gerektiği aşikârdır. Nitekim tıbbi malpraktis sebebiyle oluşan zararların, zararın aynen tazmini müessesi ile çözümlenmesi mümkün olmadığı için nakden tazmin müessesiyle giderildiği görülmektedir. Dolayısıyla mağdur olan hastalar büyük çoğunlukla tıbbi müdahaleden önceki durumlarına kavuşamamaktadır. Her ne kadar gerek özel hukuk gerekse ceza hukuku kapsamında hastaların zararlarını tazmin hakları olsa da bu çeşit bir tazminatın insanın sağlıklı yaşama hakkı ile eşdeğer olmadığı şüphesizdir. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan basın açıklamalarında; 2002 ile 2014 yılları arasında Yanlış teşhis, tedavi, ameliyat ve benzeri nedenlerle hizmet kusuru iddialarıyla açılan ve bakanlık aleyhine neticelenen tam yargı davalarına istinaden 3 milyon 266 bin 791 lira manevi ve 3 milyon 987 bin 209 lira maddi olmak üzere 7 milyon 254 bin lira ödeme yapıldığı belirtilmektedir. Bazı araştırmalar incelendiğinde 1990–2000 yılları arasında hata iddiasıyla gönderilen dosya sayısının 653 olduğu, Bunların 122’si kadın-doğum alanı, Bu 122 vakanın %70’inde hekim, %22’sinde diğer sağlık personelinin suçlandığı, doktor dışı sağlık personellerinin hatalı tıbbi uygulama nedeniyle dava konusu olmasına neden olan yedi temel alan belirlenmiştir bunlar; hasta güvenliği, ilaç uygulama hataları, yöntem ve tedaviler, tıbbi araç-gerecin kullanımında kusur ya da başarısızlık, dokümantasyon/ kayıt ve iletişimdir. Sağlık meslekleri riskli bir meslektir. Her tıbbi girişimin kendisine özgü risk ve sapmaları bulunmaktadır. Dolayısıyla, oluşabilecek her kötü sonuçtan sağlık personelinin sorumlu tutulması beklenmez tıbbi malpraktis davaları sağlık çalışanlarını yıldıran bezdiren mesleklerinden soğutan bir durum haline gelmiştir. Mesleki sorumluluk sigortası, meslek sahibi kişiler için, mesleki faaliyetleri sırasındaki yetersiz ve/veya hatalı işlemleri sonucunda üçüncü kişilere verebilecekleri zararlar nedeniyle ödemek zorunda kalacakları yasal tazminatlara karşı koruma sağlayan sigorta türüdür. Kamu, özel sağlık kuruluşları ya da muayenehanesinde mesleğini uygulayan bütün hekimler, diş hekimleri ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar yasa gereği zorunlu mesleki sorumluluk sigortasını yapmak zorundalar. Bu sigorta primin yarısı kurumları tarafından karşılanmaktadır. Üzülerek belirtmemiz gerekir ki hekim dışı sağlık personelinin mesleki faaliyetleri sırasındaki yetersiz ve/veya hatalı işlemleri sonucunda üçüncü kişilere verebilecekleri zararlarına karşı koruma sağlayan mesleki sorumluluk sigortası yapılmamaktadır. 2016 Yılında ulusal bir gazetede yayınlanan haberde bir üniversite Hastanesi'nde ameliyat olduktan sonra kanında pıhtı oluşan 16 aylık kız bir kız çocuğuna nöbetçi hemşirenin yanlışlıkla 10 kat fazla kan sulandırıcı iğne yapması nedeniyle yaşamını yitirdi. Adli Tıp hemşireyi kusurlu buldu. Çocuğun ailesi 1,5 milyon lira tazminat istemiyle açtığı dava sonucunda; İzmir 1’inci İdare Mahkemesi, bebeğin ölümünün yüksek doz kan sulandırıcı iğne yapılmasına bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiğine ve olayda ilgili Üniversite Rektörlüğü’nün hizmet kusuru bulunduğuna kanaat getirdi. İlgili Üniversite Rektörlüğü’nün babaya ve anneye 250’şer bin lira, küçük Zeynep’in ablası için de 50 bin lira manevi tazminatın, yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiğini, ödenecek manevi tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte 600 bin lirayı bulacağı belirtildi.Adli Tıp Kurumunca da kusurlu görülen hemşireden bu para geri talep edilecektir. Görüldüğü üzere durumun önemine binaen hekim dışı sağlık çalışanlarının da mesleki faaliyetleri sırasındaki yetersiz ve/veya hatalı işlemleri sonucunda üçüncü kişilere verebilecekleri zararlar nedeniyle ödemek zorunda kalacakları yasal tazminatlara karşı koruma sağlayan Mesleki sorumluluk sigortasını yaptırmasının ne kadar önemli olduğu görülmektedir. Bildiğimiz kadarıyla Türk Sağlık Sen ile Türk Nippon sigorta a.ş arasında imzalanan protokol kapsamında sağlık personellerine yönelik mesleki sorumluluk sigortası anlaşması kapsamında yıllık 200 TL karşılığında olay başına 100 Bin, yıllık ise 200 Bin TL’lik mesleki sorumluluk sigortası teminatına sahip olabiliyorlar. Bu uygulama bildiğimizz kadarıyla sadece Türk Sağlık Sen tarafından yürütülmektedir. Söz konusu poliçe, kamu ve özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeli (Acil, Yoğun Bakım, Ambulans ve ATT ( Acil Tıp Teknisyeni) Diyaliz, Ameliyathane hemşireleri için), Ebe, Sağlık Memurları, Sağlık Teknisyeni, Sağlık Teknikeri ve Paramedik (Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri, Hasta Bakıcı ) mesleki faaliyeti ifa ederken, mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlamaktadır. Bu konuda ilgili sendikaya teşekkür etmek isteriz. Sağlık çalışanlarının Mesleki sorumluluk sigortasını yaptırmalarını önemsemekteyiz. Sağlık Bakanlığından talebimiz hekim dışı sağlık çalışanlarına da zorunlu mesleki sorumluluk sigortasının zorunlu hale getirilmesi ve sigorta poliçesinin yarısını hekimlerde olduğu gibi kurumları karşılamalıdırlar. Son zamanlarda coronavirüsten hastalarla yakinen temas içerisinde olan üstün bir gayretle mücadele veren sağlık çalışanları her türlü desteği fazlasıyla hak etmektedir. |
718 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |